Kürtler Tarihle, Tarih Kürtlerle Buluşuyor - Dîrok Xwenasîn e!
.
11/19/2015
21. SAYI EDİTÖR YAZISI, DOSYA SUNUŞ YAZISI VE İÇİNDEKİLER
Kürt Tarihi’nin 21. sayısının neredeyse tamamı özel bir dosyadan oluşuyor. Cumhuriyetin ilk zamanlarında takip edilen Kürdistan siyasetinin kurumlar veçhesine bakıyoruz bu sayıda.
Kürt Tarihi’nin bu sayısındaki dosya konusunu Metin
Atmaca’nın editörlüğünü yaptığı “Kürt Mirlikleri”ne ayırdık. Atmaca, dosya
yazılarının hazırlanması, organize edilmesi ve dergi sayfalarına
yerleştirilmesi aşamalarında ciddi emek harcadı.
Dosya yazıları, Kürdistan’ın muhtelif bölgelerini farklı
dönemlerde yönetmiş Rüstem Ağa, Şeddadiler, Babanlar, Müküs ve Abdal Han
dönemleri üzerine yoğunlaşıyor.
Çok sevimli bir terim olmayabilir ama Kürdoloji diye
akademik bir disiplin var. Başka benzerleri gibi, ilgili olduğu milletin ya da
etnik grubun tarihine, kültürüne, diline, edebiyatına dair çalışmaları içeriyor
ya da bu türden çalışmalar üretiyor. Benzerlerinde de var mı emin değilim ama
Kürdoloji’nin (aslında Türkoloji’nin) enteresan bir alt alanı var:
Malmisanij’ın adlandırmasıyla Anti-Kürdoloji. Kürtlerin dilinin, tarihinin,
kültürünün mevcut olmadığını ispat etmek için didinen çalışmaları içeren bir alt-alan
anti-Kürdoloji. Türkiye söz konusu olduğunda uzunca bir zaman, ait olduğu alan
olan Kürdoloji’den daha çok ürün vermiş bir alt-alan. Kürt Tarihi’nin
19. sayısının dosya konusu Kürdolojinin bu kendine mahsus alt alanı,
anti-Kürdoloji hakkında.
18. SAYI EDİTÖR YAZISI
Çok değil yüz sene önce Türkiye’de ve Kürdistan’da Ermeniler, bir Ermeni milleti vardı. 1915 civarında zamanın Türkiye nüfusunun yüzde onunu oluşturan, bir buçuk milyonluk bir millet... Bugün yoklar ya da yok denecek kadar azlar.
Günümüzün hazmı zor, çıplak gerçeği bu. Anadolu’daki, bugün Kuzey Kürdistan sayılan yerlerdeki mevcudiyetleri Türkleri de Kürtleri de önceleyen Ermeniler, Ermeni milleti 1915’ten beridir yok. Ermenilerin kazınmış olduğu yerler Türkiye ve Kürdistan. Tam yüz senedir.
17. sayıda geride kalan 16 sayı boyunca biraz ihmal ettiğimiz bir
mevzuya odaklanalım istedik: Dersim ve bilhassa Alevilik. Bu sayının büyük
kısmını oluşturan dosya Dersim ve Alevilik üzerine. Kuvvetli bir dosya olmakla
beraber maalesef Alevilik mevzuuna niyet ve arzu ettiğimiz kadar yer veremedik.
Önümüzdeki sayılarda bu eksikliği gidermeyi umarak dergide yer bulan yazılardan
bahsedeyim.
Kürt Tarihi’nin
yayımlandığı ilk günden bugüne hep yapmak istediğimiz bir işi ancak şimdi, 16.
sayıda yapmaya koyulduk. Zaman zaman derginin okuyucularının da şikayet ettiği
üzere, Kürt Tarihi geride kalan onbeş
sayı boyunca Kürtlerin ve Kürdistan’ın daha ziyade yakın tarihine, en fazlası
Osmanlı ve İslam geçmişle yoğrulmuş tarihine ilişkin çalışmalara yer verebildi.
Kürtlerin ve Kürdistan’ın İslam öncesi tarihine dair çalışmaların ve bu işleri
bilenlerin azlığından kaynaklanan bu eksikliği gidermeye matuf mütevazı bir
hamle var bu sayıda. 16. sayı, Kürdistan’ın İslam öncesi tarihine dair
çalışmalara yer veren Kadim Zamanlarda
Kürdistan dosyasıyla çıkıyor.